Sağlık

Çocukluk travmaları kekemeliğe neden oluyor

Çocukluk travmaları kekemeliğe neden oluyor

 

İnsanların kekemelik kalıpları tıpkı parmak izleri gibi kendilerine özgüdür.

 

Kekemelik, konuşma akıcılığının bozulmasıyla karakterize edilen bir dil ve konuşma bozukluğu olarak tanımlanabilir. Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Hazel Ezgi Dündar, kekemeliğin doğrudan psikolojik nedenlere bağlı olarak ortaya çıktığının söylenemeyeceğini belirterek, psikolojik nedenlerin yalnızca mevcut akıcılık bozukluğunun şiddeti, sıklığı ve ortaya çıkışı gibi özelliklerini etkileyebileceğini söylüyor. Dündar, çocuklukta yaşanan deneyimlerin veya travmaların kekemeliğin ortaya çıkmasını görünür kılmada etkili olabileceğine dikkat çekiyor.

 

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzmanı Dil ve Konuşma Terapisti Hazel Ezgi Dündar,

Kekemeliğin psikolojik nedenlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Psikolojik nedenlere bağlı olabilir

Kekemeliğin, konuşma akıcılığının bozulmasıyla karakterize bir dil ve konuşma bozukluğu olarak tanımlanabileceğini belirten Dündar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir akıcılık bozukluğu olan kekemelik psikolojik nedenlerin yanı sıra genetik faktörler, beyin fonksiyonları, çevre koşulları ve dil gelişimi gibi çeşitli faktörlerle ilişkilidir. Ancak kekemeliğin doğrudan psikolojik nedenlerden kaynaklandığını söyleyemeyiz. Psikolojik nedenler ancak mevcut akıcılık bozukluğunun şiddeti, sıklığı, ortaya çıkışı gibi özelliklerini etkileyebilir.”

Çocukluk travmaları etkili midir?

Kekemeliğin ortaya çıkmasında çocukluk çağı travmalarının rolüne dikkat çeken Dündar, “Çocukluk dönemi yaşantıları ya da travmaları hayatımızın birçok alanı gibi dil ve konuşma gelişimimizi de etkileyebilir ancak kişide kekemeliği yoktan yaratmaz. . Bunun yerine kekemeliğin ortaya çıkmasını görünür hale getirmede etkili olabilir veya belirtileri olumsuz yönde tetikleyebilir.” Bunu şu şekilde ifade etti:

Terapi süreci kişiye özeldir

Kekemeliğin tedavisine ilişkin bilgi veren Dündar, “İnsanların kekemeliği tıpkı parmak izleri gibi benzersizdir, dolayısıyla terapi süreçlerinin de aynı şekilde kişiye özel olması gerekir. “Bu alanda kullanılan, konuşmayı daha akıcı hale getirmeyi amaçlayan teknikler de dahil olmak üzere pek çok yaklaşım olsa da izlenecek en iyi yol, bir dil ve konuşma terapistinden değerlendirme alıp kekemeliğe ve kekemeliğin özelliklerine uygun bir terapi planlamak olacaktır. kişi.” söz konusu.

Erken müdahale son derece önemlidir

Dündar, kekemeliğin tedavisinde erken müdahalenin önemine de vurgu yaparak, şöyle konuştu:

“Erken müdahale, kekemeliğin etkilerini azaltmak ve terapi sürecini kolaylaştırmak açısından büyük önem taşıyor. Kekemelik semptomlarından şüphelenildiğinde ebeveynlerin bir dil ve konuşma terapisi uzmanına başvurması ve terapistle işbirliği içinde çocuğa destek vermesi son derece önemlidir. Bu süreçte ebeveynlerin sabırlı ve destekleyici olması, çocuğun konuşma akıcılığını ve özgüvenini artıracak ortamı yaratması gerekmektedir. “Bütün bunların temelinde uygun dil ve konuşma terapisi seçeneklerine erişimi de içeren bir yaklaşım benimsenmelidir.”

Yetişkinlikte kekemelikle baş etme süreci ile dil ve konuşma terapisi sürecine değinen Dündar, “Yetişkinlikte kekemelikle baş etmek bazen zor olabiliyor çünkü bunun sosyal etkileşimler ve mesleki başarı üzerinde olumsuz etkileri olabiliyor. Ancak bu durum terapi sürecinin faydalı olmayacağı anlamına gelmez. Dil ve konuşma terapisti ile kişiselleştirilmiş sürecin doğru planlanması, bireyin günlük yaşamına uyarlanması, kişinin işini ve sosyal yaşamını da içeren destekleyici bir yaklaşımın benimsenmesi ile yetişkinlikte kekemeliğin yaşam kalitesi üzerindeki olumsuz etkileriyle baş etmek mümkündür. sosyal hayat.” Sözlerini tamamladı. Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.42724

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

balcovahaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu